Kadın Doğuştan Girişimci

Kadının girişimciliği aslında doğuştan gelir. Yani kadın özünde girişimcidir. Dişil enerji, yaratıcı tarafımızı besleyen enerjidir. Kadın, içindeki bu yaratıcı enerjiyle yoktan var eder ve geliştirir. Zaten onun içindir ki doğada da yuvayı dişi kuş yapar.

Ancak insanlık tarihi boyunca, kadının bu girişimci tarafı körelmiş, ya da tek boyutlu hale getirilmiştir. Kadının üretimi sadece kendi evinin sınırları dahiline hapsedilmiştir.

Özellikle Türkiye’de girişimcilik ve kadın kelimeleri yan yana geldiğinde nedense hep el işi yoğun, geleneksel iş modelleri akla geliyor. Kadınlara verilen teşvik ve kredilerin çoğu bu iş kollarındaki kadınları destekliyor. Peki kadın sadece mutfağında veya el işlerinde mi üretkendir?

Birçok kadın, sadece el işleri ile ilgili işler yapmanın çok daha ötesinde teknik ve analitik düşünce gerektiren işlerde de başarılı olabilecek yeteneğe ve donanıma sahip aslında. Ve bu birikimlerinin ışığında, yaratıcı enerjileriyle teknik yanlarını birleştirerek, çok önemli fikirleri hayata geçirebilme kapasitesine de sahipler. Ancak maalesef  bu konuda çok fazla teşvik edilmedikleri için, ancak kendi çabaları ile bu yola girmeye karar veriyorlar.

Halen günümüzde üniversitelerin mühendislik ve teknik bölümlerine baktığımızda, kız öğrencilerin erkek öğrencilere göre oldukça az sayıda olduğunu görüyoruz. Aynı şekilde şu anda çok popüler olan bilgisayar yazılımcılığı yapan kadın sayısı da parmakla gösterilecek kadar az. Oysa ki kadınlar detaycı doğaları gereği çok da iyi yazılımcı olabilirler. Ancak toplumda kadına biçilen rollerden biri bu olmadığı için onlar da bu yola girmeye cesaret bile edemiyorlar.

Çevrenizdeki kadınları bir düşünün. Özellikle kurumsal hayattan sıyrılmak isteyen kadınların çoğunun yolu genellikle bir pasta veya takı kursundan geçiyor. Bunlar da tabi ki kendi işini kurmak için iyi alternatifler ama tek yol değiller. Örneğin, son zamanlarda gittikçe daha da popüler olan teknoloji girişimciliği alanında neden daha fazla kadın olmasın?

Eğer toplumda teknoloji alanında, bilim alanında başarılı olmuş kadınlar yüceltilir ve gündeme getirilirse, bir süre sonra yeni nesil bu algı ile yetişmeye başlayacak. Önlerinde bu alanlarda başarılı olmuş olan kadınları gördükçe yapabileceklerine daha çok ikna olacaklar. Böylece sadece kadınlara biçilmiş görevler seçmek yerine kendilerini teknik alanlarda da konumlayabilecekler.

Son olarak, 2016 Dünya Kadın Günü için çekilmiş bir videoyu sizinle paylaşmak istiyorum. Hayatımızda çok önemli yeri olan bir çok buluşa imza atmış ne kadar çok kadın var aslında. Ama maalesef aklımıza ilk gelen mucitler hep erkekler oluyor. Bu algıyı değiştirmek bizim elinde. Her birey değişimin bir parçası olabilir. Eğer biz bir kadın olarak kendimiz yapabileceğimize inanırsak ve başarılarımızı paylaşırsak bireysel çabamız kısa zaman içinde toplumsal değişime yön verecektir.

Comments

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *